//Kütüb-i Sitte'den Günlük Hadisler: Mayıs 2012 Kütüb-i Sitte'den Günlük Hadisler

31 Mayıs 2012 Perşembe

Duanin Fazileti Ve Vakti - Nu'man Ibnu Besir

FasılDUA BÖLÜMÜ
KonuDuanın Fazileti Ve Vakti
RaviNu'man İbnu Beşir
HadisResulullah (sav): "Dua ibadetin kendisidir" buyurdular ve sonra şu ayeti okudular. (Mealen): "Rabbiniz: "Bana dua edin ki size icabet edeyim. Bana ibadet etmeyi kibirlerine yediremeyenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir" buyurdu." (Gafir 60). [Metin Tirmizi'ye aittir.]

Hul' hakkinda - Ibnu Abbas

FasılHUL' BÖLÜMÜ
KonuHul' hakkında
Raviİbnu Abbas
HadisSabit İbnu Kays İbni Şemmas (ra)'nın hanımı Hz. Peygamber (sav)'e gelerek: "Ben Sabit'i ahlak ve diyanetinden dolayı itab etmiyorum. Ancak İslam'da küfre düşmekten korkuyorum -bu sözüyle nefret ettiğini söylemek istedi-" dedi. Resulullah (sav): "(Mehir olarak aldığın) bahçesini iade eder misin?" diye sordu. Kadın: "Evet!" deyince, Sabit'e: "Bahçeyi al ve onu boşa!" dedi.

Hulefa-i Rasidin Ve Onlarin Secimleri - Hasan Basri

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuHulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri
RaviHasan Basri
HadisHasan İbnu Ali, vallahi Hz. Muaviye (ra)'yi dağlar gibi büyük askeri birliklerle karşıladı. Bunun üzerine Amr İbnu'l-As, Hz. Muaviye'ye: "Ben vallahi, öyle askeri birlikler görüyorum ki, bunlar kendileri gibi (sayıca ve keyfiyetçe) akran olan birlikleri öldürmedikçe geri dönmezler" dedi. Muaviye de Amr (ra)'a -ki vallahi Hz. Muaviye bu iki adamın hayırlısıdır- şu cevabı verdi: "Ey Amr, söyle bakalım! Şunlar (bizimkiler) öbürlerini, öbürleri de şunları öldürseler Müslümanların işlerini kim benim adıma yürütecek, kim kadınlarının, yetimlerinin bakımını benim adıma üzerine alacak?" Sulh yapmak için, Kureyş'in Beni Abdişşems boyundan iki kişiyi yani Abdurrahman İbnu Semüre ve Abdullah İbnu Amir'i, Hz. Hasan (ra)'a gönderdi. Bunlara: "Haydi, şu zata gidin, ona (sulh yapmak istediğimizi) söyleyin. (Hilafet arzusundan vazgeçmesini) taleb edin, (buna mukabil ne isterlerse) verin!" dedi. Bunlar Hz. Hasan (ra)'ın yanına gidip, huzuruna çıktılar. (Hz. Muaviye'nin tenbihine uygun olarak) konuştular. (Hilafeti Hz. Muaviye'ye bırakması halinde ne isterse vereceğini) söylediler. Hz. Hasan (ra) onlara: "Bizler Abdulmuttalib'in oğullarıyız. Beytu'l-maldan bir hissemiz var. Bu ümmet (ihtiyaç karşısında mal için) kanını israf etmeye başladı. (Beytu'l-maldan bize ayrılacak hisse nedir?)" dedi. Onlar: "Hz. Muaviye size şunları teklif ediyor, hilafetten vazgeçmenizi taleb ediyor, mukabilinde ne istediğinizi soruyor" dediler. Hz. Hasan (ra): "Sizin bu vaadlerinizi bize kim tekeffül edecek?" dedi. Elçiler: "Sana biz tekeffül ediyor, garanti veriyoruz!" dediler. Hz. Hasan her ne talebte bulundu ise hepsine: "Biz tekeffül ediyoruz!" diyerek teminat verdiler. Böylece Hz. Hasan, Hz. Muaviye (ra) ile sulh yaptı. Hasan Basri demiştir ki: "Ben Ebu Bekir (ra)'i işittim şöyle demişti: "Resulullah (sav)'ı minberde gördüm, yanında Hz.Hasan İbnu Ali vardı. Bazan halka yöneliyor, bazan Hasan'a yöneliyor ve: "Şu oğlum, seyyiddir. Umulur ki, Allah bununla iki muazzam Müslüman orduyu sulha kavuşturacak" diyordu."

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Hulefa-i Rasidin Ve Onlarin Secimleri - Amr Ibn Meymun el-Evdi

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuHulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri
RaviAmr İbn Meymun el-Evdi
HadisHz. Ömer hançerlendiği sabah ben ayaktaydım. O'nunla -yani Hz. Ömer'le- benim aramda sadece Abdullah İbnu Abbas (ra) vardı, iki saf arasından geçince, arada durup bakmıştı. Bir boşluk gördü ve "Safları düz tütün" dedi. Saflarda herhangi bir boşluk kalmayınca öne geçip tekbir getirerek namaza başladı, ilk rek'atte cemaat toplanıncaya kadar, muhtemelen Yusuf veya Nahi suresini veya bunlara mümasil bir süre okudu. (Rüküye gitmek üzere) tekbir getirmişti ki, hançerlendiği sırada "Köpek beni öldürdü" veya "...yedi" diye bir ses işittim. el-Ilc (mel'unu), iki ağızlı bir bıçak elinde olduğu halde (kapıya doğru) fırladı, sağında solunda kime rastladı ise hançer sapladı. O gün cemaatten tam on üç kişi yaralamıştı. Bunlardan dokuzu derhal öldü. Bir rivayete göre yedi kişi ölmüştür. Bu durumu gören Müslümanlardan biri, herifin üzerine bir bürnus attı. el-Ilc yakalandığını zannederek bıçağı kendisine saplayıp intihar etti. Hz. Ömer (ra), Abdurrahman İbnu Avf (ra)'ı tutup öne geçirdi. Ömer'in arkasındakiler de benim gördüklerimi gördüler. Mescidin yan tarafındakiler, olup biten ne idi anlayamamışlardı. Ancak onlar, "sübhanallah, sübhanallah" diyen Hz. Ömer'in sesini duyuyorlardı. Abdurrahman cemaate namazı kısa bir şekilde kıldırıp tamamlattı. Cemaat namazdan çıkınca Hz. Ömer (radıyallahu anh): "Ey İbnu Abbas, bak beni kim öldürdü!" dedi. (İbnu Abbas) bir müddet dolaşıp döndü ve: "Muğire İbnu Şu'be'nin kölesi" dedi. Hz. Ömer (ra): "Allah canını alsın. Ben ona iyilik emretmiştim" dedi ve ilave etti: "ölümümü Müslümanlardan birinin eliyle yapmayan Allah'a hamdolsun. Sen ve baban, Medine'de el-Ilc'ların (İranlı kölelerin) çoğalmasını severdiniz." (Bu söz İbnu Abbas (ra)'ya idi) çünkü en çok köle Abbas (ra)'da vardı, İbnu Abbas (ra): "Dilerseniz yapayım -yani isterseniz onların hepsini öldürelim-" dedi. Hz. Ömer (ra): "Hayır, sizin dilinizle konuşmalarından, kıblenize müteveccih namaz kılmalarından, haccmizla haccetmelerinden sonra hayır!" dedi. Sonra evine taşındı. Onunla bizde gittik. Sanki insanlara o güne kadar hiç musibet gelmemişti. Birisi: "Korkarım ölecek!" bir diğeri: "Bir şeyi yok" diyordu. Nebiz (hurma şırası) getirildi, ondan biraz içti. Bu, karnındaki yaradan geri çıktı. Sonra süt getirildi, ondan da içti. O da yarasından geri çıktı, iyice anlaşılmıştı, Ömer (ra) ölecekti. Halk gelip kendisine senada bulunuyordu. Bir genç geldi: "Ey müzminlerin emiri, Allah'ın müjdesiyle sizi müjdeliyorum. Resulullah (sav)'la sohbetiniz var, bildiğiniz gibi İslama geçmiş hizmetleriniz var. Sonra başa geçtiniz ve adaletli oldunuz ve sonunda şehadet!" dedi. Hz. Ömer (büyük bir tevazu ile): "Bütün bunların (günahlarımı karşılayabilmesini, Allah'ın huzurunda) başa baş yeterli olmasını ne kadar isterim" diye cevapladı. Genç geri dönünce, izarının yere değmekte olduğunu gördü. "Onu bana çağırın" dedi (ve gelince): "Ey kardeşimin oğlu, giysini kaldır, öyle yapman giysini daha temiz kılar, Rabbine karşı muttaki ol!" dedi. Sonra bana yönelerek: "Ey Abdullah, araştır bakalım üzerimde ne kadar borç var!" dedi. Hesapladılar, seksen altı bin dirhem kadar borcu olduğu anlaşıldı. "Ömer ailesinin malı yeterse, bunu onların malından ödeyin. Yetmezse Beni Adiyy İbnu Ka'b'ın malından iste. Onlann malı da yetmezse Kureyş'in malından iste. Kureyş'ten başkasına gitme. Bana bedel bu malı öde. Mü'minlerin annesi Aişe (ra)'ye git ve: "Ömer sana selam ediyor", de. Sakın mü'minlerin emiri deme, bugün artık ben mü'minlerin emiri değilim" De ki: "Ömer İbnu'l-Hattab iki arkadaşıyla birlikte gömülmek için senden izin istiyor." Abdullah der ki: "İzin istedim, selam verip girdim. Hz. Aişe (ra) ağlıyordu. "Ömer sana selam ediyor, iki arkadaşının yanında gömülmek için izin istiyor" dedim. Hz. Aişe: "Onu ben kendim için düşünüyordum. Fakat Ömer'i bugün kendime tercih ediyorum" cevabını verdi. Geri dönünce Ömer'e: "İşte Abdullah İbnu Ömer geldi!" denildi. Hz. Ömer (ra): "Ne haber getirdin?" dedi. "İstediğiniz oldu, Hz, Aişe izin verdi" denilince: "Elhamdülillah" dedi, "nazarımda bundan daha mühim bir şey yoktu." Ruhum kabzedilince beni oraya götürün. (Oraya varınca, Aişe'ye tekrar) selam ver ve: "Ömer izin istiyor!" de. Eğer izin verirse beni içeri alın, eğer beni reddederse, beni Müslümanların mezarlığına götürün." O sırada mü'minlerin annesi Hafsa (ra) geldi. Kadınlar onu örtüyorlardı. Onu görünce kalktık. Ömer'in yanına girdi. Yanında bir müddet ağladı. Erkekler de izin istediler. Onlar için, içerde bir yere girdi, içeriden ağlamasını işitiyorduk. "Ey mü'minlerin emiri, dediler, vasiyet et, yerine birini tayin et!" "Ben, dedi bu işe Resulullah (sav)'ın kendilerinden razı olarak öldüğü şu altı kişiden daha layık birini bilmiyorum, -ve isimlerim saydı: Ali, Osman, Zübeyr, Talha, Abdurrahman İbnu Avf ve Sa'd (ra)." devamla dedi ki: "Size Abdullah İbnu Ömer şehadet ediyor. Onun hilafet işiyle hiçbir ilgisi yok, tıpkı kendisine gelen taziye heyeti gibi. Emirlik, şayet Sa'da isabet ederse, mesele yok. Aksi halde, kim emir olursa ondan istifade etsin. Bilesiniz, ben onu aczi veya hıyaneti sebebiyle azletmedim." Ömer şunu da söyledi: "Benden sonra gelecek halifeye Ensar'ı, Muhacirin'i, bedevileri ve taşra halkını vasiyet ediyorum." Ruhu kabzedilince, onu çıkardık. Yayan (Hz. Aişe'ye kadar) geldik. Abdullah selam verip: "Ömer izin istiyor!" dedi. "Alın içeri!" dedi ve derhal içeri alındı, iki arkadaşıyla birlikte oraya kondu. Defin işinden boşalınca, hilafet hey'eti toplandı. Abdurrahman İbnu Avf (ra): "Seçimin asgari ihtilafla yürümesi için) aranızdan üç kişi seçin!" dedi. Zübeyr (ra): "Ben reyimi Ali (ra)'ye verdim" dedi. Talha (ra) da: "Ben reyimi Osman'a verdim" dedi, Sa'd (ra): "Reyimi ben de Abdurrahman İbnu Avf'a verdim" dedi. Abdurrahman (ra) (Hz. Ali ve Hz. Osman'a yönelerek): "Hanginiz bu işten (halife adaylığından) çekilir, böylece, halifemizi belirleme işini ona bırakırız. Allah ve Müslümanlar onun üzerinde murakıbtır. O da kanaatince en iyi olanı araştıracaktır" dedi. Ancak bu iki şeyh (Hz. Ali ve Hz. Osman (ra) sükut ettiler. Bunun üzerine Abdurrahman onlara: "Seçme işini bana bırakır mısınız? Allah en efdalinizi seçmem hususunda benim üzerimde murakıbdır!" dedi. O ikisi de: "Evet!" dediler. İkisinden birinin (Hz.Ali (ra)'nin elinden tuttu ve: "Senin Resulullah (sav)'a, yakınlığın, İslam'da da kıdemin, (önceliğin) var, bunu biliyorsun. Allah da üzerinde murakıbtır. Kasem ediyorum, seni seçecek olsam mutlaka adaletli olursun, Osman'ı seçecek olsam kesinlikle onu dinleyip itaat edersin." Dedi. Sonra diğerine yönelerek, ona da buna benzer sözler söyledi. Her ikisinden de imsak (yani kesin söz) aldıktan sonra: "Ey Osman kaldır elini!" dedi ve ona biat etti. Ali (ra)'de biat etti. Sonra (kapılar açıldı) Medine halkı da gelip Hz. Osman'a biat etti.

Hulefa-i Rasidin Ve Onlarin Secimleri - Ma'dan Ibnu Ebi Talha

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuHulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri
RaviMa'dan İbnu Ebi Talha
HadisHz. Ömer (ra), cuma günü hutbe verdi. Önce Resulullah (sav)'ı hatırlattı, sonra Hz. Ebu Bekir (ra)'i andı. Sonra da şunları söyledi: "Ben rüyamda bir horoz gördüm, bana üç gaga vurdu. Bunu, ecelim yaklaştı diye yordum. Bazı kimseler, yerime birini seçmemi söylüyorlar. Allah ne dini, ne hilafetini, ne de Resulü (sav) ile gönderdiği şeyi zayi edecek değildir. Eğer ecelim çabucak gelirse hilafet, Resulullah (sav) ölürken kendilerinden razı bulunduğu şu altı kişinin müşaveresi ile belirlenecektir. Ben biliyorum ki, bazıları bu seçime dil uzatacaklardır. Bunlar benim şu elimle İslama kattığım kimselerdir. Eğer bunu yaparlarsa bilin ki, onlar ancak Allah'ın düşmanlarıdır, kafirlerdir, sapıklardır. Sonra sözüne şöyle devam etti: "Ey Rabbim, seni Ensar'ın ümerasına şahid kılıyorum. (Bilin ki) ben onları, adaletli olsunlar ve halka dinlerini, Peygamberlerinin (sav) sünnetini öğretsinler (zekatı) aralarında taksim etsinler, dini meselelerde müşkilatla karşılaşınca bana bildirsinler diye başlarına tayin ettim." Hz. Ömer (ra)'in bu hutbesinden bir cuma geçmişti ki hançerlendi. Yanına girmek için önce Muhacirler'e, sonra Ensar'a, sonra Medineliler'e, sonra Şamlılar'a, sonra Iraklılar'a sırayla izin verdi. Biz, huzura girenlerin sonuncusu idik. Siyah bir bürde ile yarası sarılmış, üzerinden kanlar akıyor vaziyette gördük. "Bize vasiyette bulun!" dedik. Ona bizden başka vasiyet talebinde bulunan olmadı. "Size dedi, Allah'ın Kitabı'nı vasiyet ediyorum. Zira ona uyduğunuz müddetçe asla sapıtmazsınız. Size Muhacirleri de vasiyet ediyorum. Zira insanlar çoğalırken onlar azalıyor. Size Ensar'ı da vasiyet ediyorum. Zira onlar, imanın sığındığı melcedir. Size bedevileri de vasiyet ediyorum. Zira onlar aslınız, dayanağınızdır." Bir rivayette şöyle denmiştir: "...Zira onlar kardeşlerinizdir, düşmanınızın düşmanıdır. Size zımmileri de vasiyet ediyorum, zira onlar Peygamberimiz (sav)'in zimmeti ve ailenizin rızkıdır. Beni terkedin artık." (Bir rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Ömer (ra) hançerlendiği zaman kendisine: "Birini yerinize seçseniz!" denilmişti. Şu cevabı verdi: "Yani işinizi sağken de, ölmüşken de ben mi sırtımda taşıyayım? Mamafih, birisini seçecek olsam (bu caizdir, zira) benden daha hayırlı olan Ebu Bekir seçmiştir. Seçimi terkedecek olsam (bu da caizdir zira) benden daha hayırlı olan Resulullah (sav) da seçimi terketti. Ben istedim ki, bundaki nasibim başa baş olsun, ne lehime ne de aleyhime." Abdullah İbnu Ömer (ra) dedi ki: "(Ömer'in bu sözü üzerine) anladım ki, yerine kimseyi tayin etmeyecektir." Oradakiler: "Allah hayırlı mükafaatlar versin. Sen şu şu hizmetleri yaptın" dediler. O da: "Uman ve korkan" diye cevap verdi.")

Hulefa-i Rasidin Ve Onlarin Secimleri - Kasim Ibnu Muhammedi

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuHulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri
RaviKasım İbnu Muhammedi
HadisHz. Aişe (ra) bir gün hastalanmış: "Vay başım, (ölüyorum)!" demişti. Hz. Peygamber (sav) (şaka olsun diye): "Keşke bu ben sağken olsa, sana istiğfar eder, dua ediveririm!" dedi. Bunun üzerine Hz. Aişe (ra) birden parladı: "Vay başıma gelen. Vallahi görüyorum ki ölmemi istiyorsun. Ben öleceğim, sen de akşama zevcelerinden biriyle başbaşa kalacakın ha!" dedi. Resulullah (sav) (sözü değiştirerek) dedi ki: "Bilakis ben ölüyorum, vay başım! Ebu Bekir'e ve oğluna birini gönderip (benden sonra hilafet hususunda "ben daha layığım" iddia veya temennisinde bulunacaklara karşı) yerime geçeceği tesbit etmek istemiştim. Sonradan (kendi kendime: "Böyle bir iddiayı Ebu Bekir dışında kim yaparsa) Allah kabul etmez, mü'minler de reddederler" dedim (ve vasiyet yapmaktan vazgeçtim)."

29 Mayıs 2012 Salı

Hulefa-i Rasidin Ve Onlarin Secimleri - Ibnu Abbas

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuHulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri
Raviİbnu Abbas
HadisBen, Muhacirler'den bir çoğundan Kur'an öğreniyordum. Abdurrahman İbnu Avf, onlardan biri idi. (Ben Mina'da onun menzilinde iken, o da, Hz. Ömer'in son defa yapmış olduğu haccda onun yanında idi. Abdurrahman yanıma dönüşte:) "Bugün Hz. Ömer'in yanına gelen bir adamı keşke sen de görseydin. Dedi ki: "Ey mü'minlerin emiri, bir adam görsen ki sana; "Keşke Ömer ölmüş olsa da falancaya (Bezzarın rivayetinde Talha İbnu Ubeydillah'a) biat etsem. Vallahi Hz. Ebu Bekir (ra)'in biati çabucak oldu bitti" dese ne dersin?" dedi. Hz. Ömer bu söze (daha önce hiç görmediğim kadar) öfkelendi ve: "İnşaallah bu akşam halka hitab edip, (ahd ve müşaverede olmaksızın) idareyi gasbetmek isteyen bu heriflere karşı onları uyaracağım" dedi. Abdurrahman ilaveten dedi ki: "(Bunun üzerine) Hz. Ömer'e: "Ey mü'minlerin emiri," dedim, "böyle bir şey yapma. Zira hacc mevsiminde insanların cühela ve serseri takımı biraraya gelir. Konuşmak üzere halkın içinde doğrulduğun zaman bunlar ola ki, etrafında ekseriyeti teşkil ederler. Korkum şu ki, siz kalkar birşeyler söylersiniz, o cahillerin her biri bir başka şey anlar, esas ifade etmek istediğiniz maksad tamamen kaybolur. Şu halde acele etmeyin, Medine'ye varın. Orası daru'l-hicret ve sünnettir (hicretin yapıldığı, sünnetin yaşandığı mahaldir). Orada fıkıh uleması ve insanların eşrafıyla başbaşa kalır, dilediğinizi rahatça söylersiniz. Alimler sözlerinizi eksiksiz öğrenirler ve maksadınız ne ise onu anlarlar." (Bu sözüm üzerine) Hz. Ömer (ra): "Pekala, vallahi inşaallah Medine'ye vardığımda ilk fırsatta bu toplantıyı aktedeceğim!" dedi. İbnu Abbas (ra) devamla dedi ki: "Zilhicce'nin sonlarında Medine'ye geldik. Cuma günü öğle olur olmaz camiye gitmede acele ettim." Rezin şu ilavede bulundu: "Öğle sıcağında çıktım." Sonra önceki hadisi anlatmaya (İbnu Abbas) devam etti ve dedi ki; "(Camiye gelince) Said İbnu Zeyd İbni Amr İbni Nüfeyl (ra)'i minberin köşesinde oturmuş buldum. Dizim dizine değecek şekilde yanına oturdum. (Sağıma soluma bakmaya) başlamadan Ömer İbnu'l-Hattab (yerinden minbere doğru) çıktı. Onun gelmekte olduğunu görünce yanımdaki Said İbnu Zeyd İbni Amr İbni Küfeyle: "Bu öğle, Ömer, halife olduğu günden beri hiç yapmadığı bir konuşma yapacak" dedim. Zeyd, söylediğimi hoş karşılamadı ve: "Daha önce konuşmadığı şeyi konuşması ne mümkün!" deyip beni reddetti. Hz. Ömer (ra) minbere oturdu. Müezzin ezanını tamamlayınca, doğruldu. Cenab-ı Hakk'a layık olduğu hamd ve senada bulundu. Sonra şunları söyledi: "Emma ba'd. Ben şimdi sizlere, Cenab-ı Hakk'ın söylememi takdir buyuracağı bir konuşma yapacağım. Bilemiyorum, belki de ecelim yakındır, (bu son hutbem olur). Kim bu sözlerimi anlar ve hafızasına alabilirse bineğinin götürdüğü her yerde nakletsin. Kim de anlamış olmaktan korkarsa, hiç kimseye hakkımda yalan söylemesin! Helal etmiyorum. Allah celle şanuhu, Muhammed (sav)'i hakla gönderdi, kendisine kitap indirdi. Allah'ın indirdikleri meyanında recm ayeti de vardı. Biz onu okuduk, anladık ve ezberledik. Resulullah (sav) recm cezası verdi. O'ndan sonra da bizler verdik. Şahsen aradan fazla zaman geçince, bazılarının çıkıp: "Allah'ın kitabında biz recm ayeti bulamıyoruz" diyerek Allah'ın indirmiş olduğu bir farzı terkedip sapıtmalarından korkuyorum. Recm, Allah'ın kitabında muhsan, yani baliğ, akil, sahih bir evlilikle evlenmiş ve gerdek yapmış olduğu halde zina eden kadın ve erkeklere -isbatlayıcı beyyine veya hamilelik, veya itiraf olduğu takdirde" uygulanması gereken bir haktır." Zina haddiyle ilgili babta zikri geçmiş olan İbnu Abbas hadisi (1589 numaralı hadis) gibi zikrettikten sonra dedi ki: "...Ve dahi bana ulaştı ki, birileri şöyle demiş: "Ömer ölünce, (herkesle istişare, biat aramaksızın) falancaya biat edeceğim." Sakın ha! Hiç kimseyi, "Hz. Ebu Bekir'in seçimi de oldu bittiye geldi. (Biz de onun seçilme tarzına uygun olarak birini seçebiliriz)" gibi sözler aldatmasın. Haberiniz olsun, -evet onun seçimi çabuk olmuştur bu doğru- ancak, Allah (umumiyetle çabuk yapılan işlerde bilahere karşılaşılan) şerlerden (bu ümmeti) korumuştur. Sizden hiç kimseye, Hz. Ebu Bekir (ra)'e yapıldığı şekilde (alaka gösterilerek) boyunlar koparcasına nazarlar çevrilip baş uzatılmaz. Öyle ise, Müslümanların istişare ve te'yidi tahakkuk etmeksizin kim bir başkasına biat ederse bilsin ki, ne biat edene, ne de edilene itibar edilmeyecektir. Böyle bir biat akdi, edeni de edileni de ölüme maruz bırakacaktır. (Hz, Ebu Bekir'e yapılan biat böyle kıt düşüncelilerin zannettiği gibi değildir, iç yüzünü anlatayım:) Resulullah (sav)'in ruhunu Cenab-ı Hakk kabzettiği vakit, haberimiz oldu ki, Ensar büyük bir grup halinde bizden ayrı olarak Beni Saide sakifinde toplanmışlar. Ali, Zübeyr ve bunlarla birlikte (Abbas gibi diğer) bazıları bizden ayrılarak (cenazeyle meşgul olmak üzere) geride kaldılar. Muhacirler de Hz. Ebu Bekir (ra)'in etrafında toplandılar. Hz. Ebu Bekir'e: "Ey Ebu Bekir, haydi şu Ensari kardeşlerimizin yanlarına gidelim!" dedim. Onlara (bir an önce yetişmek üzere) yürüdük. Yakınlarına varınca, onlardan iki salih zatla karşılaştık, Kavmin (Sa'd İbnu Ubade'yi halife seçme hususundaki) kararlarını zikrettiler, sonra da: "Ey Muhacirler cemaati nereye gidiyorsunuz?" diye sordular. Biz: "Şu Ensari kardeşlerimize gidiyoruz!" dedik. "Hayır, onlara yaklaşmayın, hükümlerim versinler" dediler. Ben: "Vallahi onlara gideceğiz" dedim ve yürüdük. Onları Beni Saide sakifinde bulduk. Ortalarında üzeri örtülü birisi vardı. "Bu da kim?" dedim. Sa'd İbnu Ubade'dir!" dediler. Ben: "Nesi var?" diye sordum. "Titriyor!" dediler. Biraz oturmuştu ki, hatipleri şehadet getirerek söze başladı. Cenab-ı Hakk'a layık olduğu hamd ve senayı ifade ettikten sonra şu konuşmayı yaptı: "Emma ba'd! Biz Allah'ın ensarı ve İslam'ın ordusuyuz. Siz ey Muhacirler, asıl kavminden kopup gelmiş (içimizde) az bir grupsunuz!" (Anladık ki) bunlar, aslen müstehak olduğumuz fonksiyonumuzdan bizi koparmak, emirlikten uzak tutmak istiyorlardı. Hatip sözlerini tamamlayınca konuşmak arzu ettim. Bu esnada, içimden söyleyecek güzel sözler hazırlamıştım, bunlar hoşuma da gitmişti. Bunları Ebu Bekir (ra)'in huzurunda söylemek istiyordum. Ben bazan onun hiddetini yatıştırıyordum. Konuşmak istediğim sırada Ebu Bekir: "Acele etme!" dedi. Onu öfkelendirmek istemedim (ve konuşmaktan vazgeçtim). Ebu Bekir (ra) konuştu. O aslında benden daha çok hilme sahip , daha vakur idi. Allah'a yeminle söylüyorum, içimde hazırladığım bütün güzel sözleri eksiksiz aynı güzellikte ve hatta daha da güzel bir biçimde bu konuşması esnasında söyledi. Demişti ki: "Hakkınızda söylediğiniz hayır (ve fazilet ne varsa) hepsine layıksınız. Ancak bu (emirlik) işi, Kureyş kabilesine (meşru) tanınır. Onlar, neseb yönüyle de, yurt yönüyle de Arab'ın ortasında yer alır. Ben sizin için şu iki şahıstan birini uygun buldum, bunlardan hangisini isterseniz ona biat edin!" Böyle deyip "benim ve Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah'ın- ellerimizden tuttu. Ebu Bekir, ikimizin arasında oturuyordu. Onun (ikimizi imamlığa teklif eden cümlesinden başka) bütün söyledikleri hoşuma gitti. Vallahi, Ebu Bekir'in bulunduğu bir kavmin başına emir seçilmektense, ortaya çıkarılıp boynunum vurulmasını gerektirecek bir günah işlemek bana daha sevgili gelirdi. Ancak, nefsimin bana ölüm anında hoş gösterdiği şeyi şimdi bulamıyorum. Derken Ensar'ın (Hubab İbnu'l-Münzir adındaki) bir sözcüsü: "Beni (hasta hayvanların kaşınarak rahatladıkları) kaşınma çubukcağızı, yaslandığı dikme ile ayakta duran hurma fidancığı kabul edin (ve fikrimi dinleyin. Diyorum ki): "Sizden bir emir, bizden de bir emir olsun, ey Kureyş cemaati!" dedi. Bunun üzerine her kafadan bir söz çıkmaya başladı, gürültü çoğaldı. Öyle ki ihtilaf çıkacak diye korktum. Hz. Ebu Bekir'e: "Ey Ebu Bekr, uzat elini!" dedim. Elini uzattı, ben ona biat ettim. Muhacirler de biat ettiler. Sonra da Ensar biat etti. Sa'd İbnu Ubade (ra)'nin üzerine atıldık. Derken onlardan biri: "Sa'd İbnu Ubade'yi öldürdünüz!" demez mi? Ben de: "Sa'd İbnu Ubade'yi Allah öldürsün!" dedim. Hz. Ömer (ra) der ki: "Vallahi biz, Hz. Peygamber (sav)'ın defni sırasında, Hz. Ebu Bekir'in seçiminden daha ehemmiyetli bir şey düşünemedik. Biat gerçekleşmeden halkı terketmemiz halinde, oradan ayrılınca, arkamızdan kendilerinden birini halife seçiverecekler diye korktuk. Böyle bir durumda ya bize de razı olmaya olmaya biat edecek veya muhalefet edecek ikisi de fesad olacaktı. Bilesiniz, Müslümanlarla istişare etmeden kim bir başkasına biat ederse, ne biat edene, ne de kendisine biat edilene itibar edilmez, ikisinin de öldürülmesinden korkulur. [Müslim'de hadis muhtasar olarak kaydedilmiştir.]

Hulefa-i Rasidin Ve Onlarin Secimleri - Cubeyr Ibnu Mut'im

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuHulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri
RaviCübeyr İbnu Mut'im
HadisBir kadın, Resulullah (sav)'a gelerek bir hususta kendisiyle konuştu. Resulullah (sav), (kendisine) tekrar gelmesini emretti. Bunun üzerine kadın: "Ya seni bulamazsam!" dedi. Kadın ( bu sözüyle) sanki ölümü kasdetmişti, Resulullah (sav): "Eğer beni bulamazsan, Ebu Bekir'e uğra!" diye cevap verdi."

Imamlarin Ve Emirlerin Yardimcilari - Cubeyr Ibnu Nufeyr

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmamların Ve Emirlerin Yardımcıları
RaviCübeyr İbnu Nüfeyr
HadisKesir İbnu Mürre, Amr İbnu'l-Esved ve el-Mikdam (ra) dediler ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Emir, halka karşı suizanna düşerse halkı ifsad eder."

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Imamlarin Ve Emirlerin Yardimcilari - Ebu Hureyre

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmamların Ve Emirlerin Yardımcıları
RaviEbu Hüreyre
HadisEbu Said ve Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah bir peygamber gönderdiği veya onun yerine bir halife getirdiği zaman mutlaka onun iki tane de yakını olmuştur: Biri marufu emretmiş ve ona teşvik etmiş, diğeri de şerri emretmiş ve şerre teşvik etmiştir. Masum (yani kötülükten korunmuş) olan, Allah'ın koruduğu kimsedir.

Imam Ve Emire Itaatin Vacib Olusu - Ebu Bekre

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu
RaviEbu Bekre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Allah'ın yeryüzündeki sultanını alçaltırsa, Allah da onu alçaltır."

Imam Ve Emire Itaatin Vacib Olusu - Omer

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu
RaviÖmer
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Size emirlerinizin en hayırlıları kimlerdir, en şerirleri kimlerdir haber vereyim mi? Onların en hayırlıları sizlerin sevgisine mazhar olanlar sizleri sevenlerdir; lehlerinde hayırla dua edersiniz, onlar da size hayır dua ederler. Ümeranızın şerirleri de sizin buğzettiklerinizdir, onlar da size buğzederler, siz onlara lanet edersiniz, onlar da size lanet ederler."

27 Mayıs 2012 Pazar

Imam Ve Emire Itaatin Vacib Olusu - Ebu Hureyre

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bana itaat etmişse mutlaka Allah'a itaat etmiştir. Kim de bana isyan etmiş ise, mutlaka Allah'a isyan etmiştir. Kim emire itaat ederse mutlaka bana itaat etmiş olur. Kim de emire isyan ederse mutlaka bana isyan etmiş olur."

Emir Olmanin Kotulugu - Ebu Musa

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuEmir Olmanın Kötülüğü
RaviEbu Musa
HadisYanımda amcamın evlatlarından iki kişi daha olduğu halde Resulullah (sav)'ın huzuruna girdim. Yanımdakilerden biri: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın sana tevdi ettiği işlerden bazıları üzerine bizi emir tayin et" dedi. Diğeri de aynı talepde bulundu. Resulullah (sav)'ın onlara cevabı şu oldu: "Biz, Allah'a kasem olsun, bu işe, onu taleb eden veya ona hırs gösteren hiç kimseyi tayin etmeyiz!"

Emir Olmanin Kotulugu - Ebu Zerr

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuEmir Olmanın Kötülüğü
RaviEbu Zerr
Hadis"Ey Allah'ın Resulü! "dedim, "beni memur ta'yin etmez misin?" Bu sözüm üzerine, elini omuzuma vurdu ve sonra da: "Ey Ebu Zerr, sen zayıfsın, memurluk ise bir emanettir. (Hakkını veremediğin taktirde) kıyamet günü rüsvaylık ve pişmanlıktır. Ancak kim onu hakederek alır ve onun sebebiyle üzerine düşen vazifeleri eksiksiz eda ederse o hariç" buyurdu. (Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Ey Ebu Zerr, ben seni zayıf görüyorum. Ben kendim için istediğimi senin için de isterim. Sakın iki kişi üzerine amir olma, yetim malına da velilik yapma." Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayeti [Haraç 5, (2934)] şöyle: "Resulullah (sav) buyurdu ki: "Ariflik haktır, halka ariflik gereklidir, ancak arifler ateştedir.")

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Imam Ve Emirin Vazifeleri - Ebu Said

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmam Ve Emirin Vazifeleri
RaviEbu Said
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü, insanların Allah'a en sevgili ve mekan olarak en yakın olanı, adil imamdır. Kıyamet günü, insanların Allah'a en menfuru O'ndan mekan olarak en uzak olanı da zalim sultandır."

Imam Ve Emirin Vazifeleri - Hasan el-Basri

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmam Ve Emirin Vazifeleri
RaviHasan el-Basri
HadisHasan el-Basri Ma'kıl İbnu Yesar (ra)'dan naklediyor: "Resulullah (sav)'ı işittim, demişti ki: "Allah bir kimseyi başkaları üzerine çoban yapmış, o da idaresi altındakilere hile yapmış olarak ölmüş ise, Allah ona cennetini kesinlikle haram eder." (Müslim'in Hasan Basri'den kaydettiği diğer bir rivayet şöyledir: "Aiz İbnu Amr (ra), Resulullah (sav)'ın Ashab-ı Güzin'inden biri idi. Ubeydillah İbnu Ziyad'ın yanına girdi ve hemen ona: "Ey oğulcuğum, ben Resulullah (sav)'ın: "Çobanların en kötüsü hutame denen merhametsiz deve sürücüsüdür, sakın onlardan olma" dediğini işittim" dedi. Ubeydullah: "Otur, sen muhakkak ki Resulullah (sav)'ın ashabının kepeğindensin" deyince: "Onların kepeği var mıydı? Kepek onlardan sonra ve onların dışındakiler arasında zuhur etti" diye cevap verdi.")

Imam Ve Emirin Vazifeleri - Ibnu Meryem el-Ezdi

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmam Ve Emirin Vazifeleri
Raviİbnu Meryem el-Ezdi
HadisHz. Muaviye (ra)'nin yanına girmiştim. Bana: "Ey Ebu fülan, seni hangi rüzgar attı?" diyerek (ziyaretimden memnuniyeti izhar etti). Ben de: "Resulullah (sav)'tan işitmiş olduğum şu hadisi, (size hatırlatmayı düşündüm)" dedim: "Allah kime Müslümanların işlerinden birşeyler tevdi eder, o da onların ihtiyaçlarına, isteklerine, darlıklarına perde olur (giderirse), kıyamet gününde Allah da onun ihtiyaç, istek ve darlıklarına perde olur (giderir)." Ravi der ki: "Bunun üzerine Hz. Muaviye (ra) insanların ihtiyaçlarıyla ilgilenmek üzere bir adam tayin etti."

25 Mayıs 2012 Cuma

Imamligi Ve Emriligi Sahih Olanlar - Ebu Bekre

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar
RaviEbu Bekre
HadisResulullah (sav)'dan işitmiş olduğum bir kelimenin Cemel Vak'ası sırasında Allah'ın izni ile faydasını gördüm. Şöyle ki bir ara, neredeyse ashab-ı Cemel'e katılarak onların yanında yer alıp savaşmaya karar vermiştim. Hemen, Resulullah (sav)'ın, "İranlıların başına Kisra'nın kızı kraliçe oldu" diye haber geldiği zaman (söylemiş olduğu sözü hatırladım ve onlara katılmaktan vazgeçtim. O zaman Efendimiz: "İşlerini kadına tevdi eden bir kavm felah bulmayacaktır" demiş idi. (Tirmizi'de şu ziyade gelmiştir: "Hz. Aişe Basra'ya geldiği zaman bunu hatırladım. Bu söz sayesinde Allah beni muhafaza etti")

Imamligi Ve Emriligi Sahih Olanlar - Ebu Hureyre

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Beni İsrail'i peygamberler (as) idare ediyorlardı. Bir peygamber ölünce onun yerine ikinci bir peygamber geçiyordu. Ancak, benden sonra peygamber yok. Ama ardımdan halifeler gelecek ve çok olacaklar. Orada bulunanlar: "(Onlar hakkında) bize ne emredersiniz?" diye sordular. "Önceki biatınıza sadakat gösterin. Onlara haklarını verin. Onlar üzerindeki haklarınızı (eda etmedikleri taktirde, kendilerinden değil) Allah'tan isteyin. Zira Allah Teala, idareleri altındakilerin hukukunu onlardan soracaktır" buyurdu.

Imamligi Ve Emriligi Sahih Olanlar - Ebu Said

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar
RaviEbu Said
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "İki halifeye birden biat edildi mi, onlardan ikincisini öldürüverin."

24 Mayıs 2012 Perşembe

Imamlar Kureys'tendir - Sefine

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmamlar Kureyş'tendir
RaviSefine
HadisResulullah (sav) buyurdu ki: "Hilafet, ümmetim arasında otuz yıl sürecektir. Bundan sonra saltanat gelecektir." Said İbnu Cumhan dedi ki: "Sonral ilave etti: "Hz. Ebü Bekir (ra)'in hilafetine Hz. Ömer'in hilafetini, Hz.Osman'ın hilafetine Hz. Ali'nin hilafetini (ra) ekle (parmaklarınla say) bak!" dedi. Bunları (sayınca hakikaten) otuz yıl bulduk." Sefine'ye: "Emeviler, hilafetin kendilerinde (devam ettiğini) zannederler denmişti, şu cevabı verdi: "Beni'z-Zerka yalan söylüyor. Onlar krallardır, hem de en kötü krallar."

Imamlar Kureys'tendir - Ebu Hureyre

FasılHİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konuİmamlar Kureyş'tendir
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar bu işte Kureyş'e tabidirler. Müslümanları Müslüman olanlarına, kafirleri kafir olanlarına tabidirler, insanlar madenler gibidir. Cahiliyede hayırlı olanlar fıkhı öğrenirlerse İslam'da da hayırlıdırlar. Bu işe en çok nefret edenleri insanların en hayırlısı bulacaksın. Onlar (rızaları hilafına) içine düşmedikçe buna talib olmazlar"

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Ebu Hureyre

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Zekeriyya (a.s) marangoz idi."

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Cabir

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviCabir
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Bana geçmiş peygamberler (a.s) arzedildiler. Hz. Musa zayıfça bir erkekti. Sanki Şenue kabilesinden (uzun boylu) birine benziyordu. Hz. İsa (a.s)'ı da gördüm, gördüklerim içinde ona en çok benzeyen Urve İbnu Mes'ud idi. Hz. İbrahim (a.s)'i de gördüm, gördüklerim arasında ona en çok benzeyen, arkadaşınızdı -yani kendisini kastediyor- Hz. Cebrail (a.s)'i de gördüm. Gördüklerimden ona en ziyade benzeyen Dihye İbnu Halife idi."

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Aise

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviAişe
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Melekler nurdan yaratıldılar, cinler dumanlı bir alevden yaratıldılar. Adem de size vasfı yapılandan yaratıldı."

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Ebu Musa

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviEbu Musa
HadisResulullah (sav)'ı dinledim, şunu söyledi: "Allah Teala hazretleri, Adem'i, yeryüzünün bütün (cüzler)inden almış olduğu bir avuç topraktan yarattı. Adem'in oğulları da arzın kısımlanna göre vücuda geldi. Bir kısmı beyazdır, bir kısmı kızıldır, bir kısmı siyahdır. Bunlar arasında orta (renkliler) de var. Ayrıca bir kısmı uysaldır, bir kısmı haşindir, bir kısmı habis (kötü kalbli), bir kısmı iyi kalblidir."

22 Mayıs 2012 Salı

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Ebu Hureyre

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem, Rabbine şikayet ederek dedi ki: "Ey Rabbim, bir kısmım diğer kısmımı yiyor." Bunun üzerine ona iki nefese izin verdi: Bir nefes, kışta, bir nefes de yazda, işte bu (yaz nefesi), en şiddetli şekilde hissettiğiniz hararettir. Öbürü de (kışta) en şiddetli bulduğunuz soğuktur."

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Ebu Hureyre

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Güneş ve Ay kıyamet günü sarılırlar."

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Ebu Hureyre

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) bir gün elimden tuttu ve şu açıklamayı yaptı: "Allah toprağı cumartesi günü yarattı. Ondaki dağları pazar günü yarattı; ağaçları pazartesi günü yarattı. Mekruhları salı günü yarattı. Nuru çarşamba günü yarattı ve onda hayvanları perşembe günü yaydı. Hz. Adem (a.s)'i cuma günü ikindi vaktinden sonra, ikindi ile gece arasındaki gündüz vaktinin en son saatinde en son mahluk olarak yarattı."

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Abdullah Ibnu Mes'ud

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviAbdullah İbnu Mes'ud
HadisResulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah yedi semayı yarattı. Her birinin kalınlığı beş yüz yıl yürüme mesafesidir."

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Cabir

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviCabir
HadisResulullah (sav) bana: "Allah'ın meleklerinden olan Arş'ın taşıyıcılarından bir melek hakkında rivayette bulunmam için bana izin verildi" dedi ve ilave etti: "Onun kulak yumuşağı ile ensesi arasındaki uzaklık yedi yüz senelik mesafedir"

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Tarik Ibnu Sihab

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
RaviTarık İbnu Şihab
HadisÖmer İbnu'l Hattab dedi ki: "(Birgün) Resulullah (sav) aramızdan doğrularak mahlukatın ilk yaratılışından başlayarak (geçmiş olan ve gelecek olan bütün safhaları) cennet ehlinin cennete, cehennem ehlinin cehenneme girmesine kadar anlattı. Bunu bir kısmı öğrendi, bir kısmı unuttu."

20 Mayıs 2012 Pazar

Alemin Yaratilisi Hakkinda - Imran Ibnu Husayn

FasılALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
KonuAlemin Yaratılışı Hakkında
Raviİmran İbnu Husayn
HadisMescidde, Resulullah (sav)'ın huzuruna girmiştim. (O sırada) Beni Temim kabilesinden bir grup insan geldi. Onlara: "Ey Beni Temim, size müjde olsun!" diyerek söze başlamıştı. Onlar hemen: "Bize müjde verdin, öyle ise (beytül-malden) iki kere bağış yap!" diye talepde bulundular. Onların bu cevabı karşısında Resulullah (sav)'ın yüzünden rengi attı. Hz. Peygamber (sav)'in huzuruna (Hayberin fethi sırasında) Yemen halkından bir grup (Eş'ari) girmişti. Onlara: "Ey Yemenliler! Beni Temim 'in kabul etmediği müjdeyi siz bari kabul edin!" dedi. Onlar: "Kabul ettik ey Allah'ın Resulü!" dediler ve arkadan ilave ettiler: "Biz dinimizi öğrenmeye ve bu (yaratılış) işinin başı ne idi, onu senden sormaya geldik!" dediler. Bunun üzerine Resulullah (sav), mahlükatın ve Arş'ın başlangıcını anlatmaya başladı: "Bidayette Allah vardı, O'ndan önce başka bir şey yoktu. O'nun Arş'ı suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra gökleri ve yeri yarattı. Sonra zikr (denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek) her şeyi yazdı."

Korku Hakkinda - Ebu Hureyre

FasılKORKU BÖLÜMÜ
KonuKorku Hakkında
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Mü'min, Allah indindeki ukubeti bilseydi, cennetten ümidini keserdi. Eğer kafir Allah'ın rahmetini bilse idi, cennetten ümidini kesmezdi. [Rezin ilavesidir. Hadise Müslim tahric etmiştir: Tevbe 23, (2755); Keza, Tirmizi de tahric etmiştir: Da'avat 108, (3536)]

Korku Hakkinda - Aise

FasılKORKU BÖLÜMÜ
KonuKorku Hakkında
RaviAişe
HadisBen Resulullah (sav)'ı ciddi bir şekilde, küçük dili görünecek derecede güldüğünü görmedim. O, sadece tebessüm ederdi. (Buhari'nin bir rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Resulullah (sav) bir bulut görecek olsa bu yüzünden bilinirdi. Ben (bir seferinde): "Ey Allah'ın Resulü, halk bir bulut görecek olsa, yağmur getirebilir ümidiyle sevinir, halbuki sen bir bulut gördüğünde üzüldüğünü yüzünden okuyorum, sebebi nedir?" diye sordum. Bana şu cevabı verdi: "Ey Aişe! Bunda bir azab bulunmadığı hususunda bana kim te'minat verebilir? Nitekim geçmişte bir kavm rüzgarla azaba uğratılmıştır. O kavim azabı gördükleri vakit "Bu gördüğümüz, bize yağmur getirecek bir buluttur" demişlerdi.)

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Korku Hakkinda - Ebu Hureyre

FasılKORKU BÖLÜMÜ
KonuKorku Hakkında
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Kim korkarsa akşam karanlığında yol alır. Kim akşam karanlığında yol alırsa hedefine varır. Haberiniz olsun Allah'ın malı pahalıdır, haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir."

Hulk (Huy) Hakkinda - Cabir

FasılHULK (HUY) BÖLÜMÜ
KonuHulk (Huy) Hakkında
RaviCabir
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü de bana mevkice en yakın bulunacak olanınız, ahlakça en güzel olanlarınızdır. Bana en menfur olanınız, kıyamet günü de mevkice benden en uzak bulunacak olanınız, gevezeler, boşboğazlar ve yüksekten atanlardır." (Cemaatte bulunan bazıları): "Ey Allah'ın Resulü! Yüksekten atanlar kimlerdir?" diye sordular. "Onlar mütekebbir (büyüklük taslayan) kimselerdir!" cevabını verdi.

Hulk (Huy) Hakkinda - Ebu Hureyre

FasılHULK (HUY) BÖLÜMÜ
KonuHulk (Huy) Hakkında
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Mü'minler arasında imanca en kamil olanı, ahlakça en güzel olanıdır. En hayırlınız da ailesine hayırlı olandır."

18 Mayıs 2012 Cuma

Haya Hakkinda - Enes

FasılHAYA BÖLÜMÜ
KonuHaya Hakkında
RaviEnes
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Edebsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. Haya ise girdiği şeyi güzelleştirir."

Haya Hakkinda - Ebu Saidi'l-Hudri

FasılHAYA BÖLÜMÜ
KonuHaya Hakkında
RaviEbu Saidi'l-Hudri
HadisResulullah (sav) çadırdaki bakire kızdan daha çok haya sahibi idi. Hoşlanmadığı bir şey görmüşse biz bunu yüzünden hemen anlardık.

Hirs Hakkinda - Enes

FasılHIRS BÖLÜMÜ
KonuHırs Hakkında
RaviEnes
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Ademoğlu için iki vadi dolusu mal olsaydı, mutlaka bir üçüncüyü isterdi. Ademoğlunun iç boşluğunu ancak toprak doldurur. Allah tevbe edenleri affeder."

17 Mayıs 2012 Perşembe

Hirs Hakkinda - Enes

FasılHIRS BÖLÜMÜ
KonuHırs Hakkında
RaviEnes
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Ademoğlu ihtiyarladıkça onda iki şey gençleşir. Mala karşı hırs ve hayata karşı hırs"

Hased Hakkinda - Ebu Hureyre

FasılHASEDLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuHased Hakkında
RaviEbu Hüreyre
HadisResululah (sav) buyurdular ki: "Hasedden kaçının. Çünkü o, ateşin odunu -ravi dedi ki: Veya kuru otu- yiyip tükettiği gibi, bütün hayırları yer tüketir."

Hased Hakkinda - Ibnu Mes'ud

FasılHASEDLE İLGİLİ BÖLÜM
KonuHased Hakkında
Raviİbnu Mes'ud
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Şu iki kişi dışında hiç kimseye gıbta etmek caiz değildir: Biri, Allah'ın kendisine verdiği hikmetle hükmeden ve bunu başkasına da öğreten hikmet sahibi kimse. Diğeri de Allah'ın kendisine verdiği malı hak yolda sarfeden zengin kimse."

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Hidane Hakkinda - Ebu Hureyre

FasılHİDANE BÖLÜMÜ
KonuHidane Hakkında
RaviEbu Hüreyre
HadisHz. Peygamber (sav) bir oğlan çocuğunu, baba veya annesini seçmede muhayyer bıraktı. Çocuk annesini seçti ve onun elinden tuttu. Annesi de çocuğu alıp götürdü.

Haddlerde Sefaat Ve Musamaha Hakkinda - Ali

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında
RaviAli
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: " Kalem üç kişiden kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, ihtilam oluncaya kadar çocuktan, aklı erinceye kadar mecnundan." [Ebu Davud, diğer bir rivayette şu ziyadeyi kaydetmiştir: "...yaş sebebiyle aklı fesada uğrayandan..."]

Haddlerde Sefaat Ve Musamaha Hakkinda - Ebu Umame Ibnu Sehl Ibni Huneyf

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında
RaviEbu Ümame İbnu Sehl İbni Huneyf
HadisResulullah (sav)'ın Ensari bazı sahabelerinden naklen anlatıyor: "Ensar'dan bir adam hastalandı ve çöktü, öyleki bir kemik bir deriye döndü. Bir ara Ashab'dan birine ait bir cariye hastanın yanına girmişti. Adam, ona müncezib oldu ve temasta bulundu. Bu sırada, kavminden kendisine geçmiş olsun ziyaretine gelenler oldu. Yaptığı işi onlara haber verdi ve: "Benim için Resulullah (sav)'a sorun, ben yanıma giren bir cariyeye temasta bulundum" dedi. Durumu Hz. Peygamber (sav)'e anlattılar ve ilaveten: "Hiç kimsede hastalığın bu derece şiddetlisini de görmedik. Adamı sana getirmeye kalksak kemikleri kırılıp dağılacaktır, bir kemik bir deriden başka bir şey değil!" dediler. Resulullah (sav) "Yüz tane hurma çubuğu alın, (bunları tek bir sopa halinde bağlayıp) adama bir kere vurun!" diye emretti.

15 Mayıs 2012 Salı

Haddlerde Sefaat Ve Musamaha Hakkinda - Hani' Ibnu Niyar

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında
RaviHani' İbnu Niyar
HadisResulullah (sav): "Allah'ın haddlerinden bir hadd olmadıkça hiç kimse on kırbaçtan fazla dayağa mahkum edilemez" buyurdu.

Haddlerde Sefaat Ve Musamaha Hakkinda - Aise

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında
RaviAişe
HadisResulullah (sav) dedi ki: "Elinizden geldikçe hadd cezalarını Müslümanlardan defedin. (Muteber) bir özrü varsa hemen salıverin. Zira imamın yanlışlıkla affetmesi yanlışlıkla ceza vermesinden daha hayırlıdır."

Haddlerde Sefaat Ve Musamaha Hakkinda - Zubeyr Ibnu'l-Avvam

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında
RaviZübeyr İbnu'l-Avvam
HadisAnlattığına göre, hırsızı yakalayıp sultana götürmekte olan bir adama rastlar. Zübeyr adamı salıvermesi için lehinde şefaatte bulunur. Adam: "Hayır, sultana ulaştırıncaya kadar onu salmam" der. Zübeyr (ra) şu açıklamayı yapar: "Şefaat, sultana ulaşmadan önce caizdir. Sultana ulaştı mı, ondan sonra şefaat yapan da, şefaati kabul eden de mel'undur."

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Haddu'l Hamr - Omer

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddü'l Hamr
RaviÖmer
HadisLakabı Hımar olan bir adam vardı. Bu zat zaman zaman Resulullah (sav)'ı güldürürdü. Hz. Peygamber bu adamı, içki sebebiyle dövdürmüştü. Bir gün yine içki suçuyla getirildi. Resulullah emretti, celde uygulandı. Cemaatten birisi: "Allah'ım şu adama lanet et! Kaç sefer içki sebebiyle getirildi, bir türlü ıslah olmuyor" diye beddua etti. Resulullah ş (sav): "Ona lanet etmeyin. Allah'a yeminle söylüyorum, bu adam hakkında bildiğim bir şey varsa o da Allah ve Resulü'nü (samimiyetle) sevmiş olmasıdır" buyurdu. (Ebu Davud'da, Ebu Hüreyre (ra)'den kaydedilen bir rivayette: "Böyle söylemeyin, fakat şöyle deyin: "Ey Allahım, ona rahmet et, onun taksiratını affet!" buyurmuştur.)

Haddu'l Hamr - Ibnu Sihab

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddü'l Hamr
Raviİbnu Şihab
HadisRaviye "Köle içki içecek olursa ona tatbik edilecek haddin miktarı nedir?" diye sorulmuştu, şöyle cevap verdi: "Bana ulaştığına göre, ona, hüre verilen cezanın yarısını uygulamak gerekir. Hz. Ömer, Hz. Osman ve İbnu Ömer (ra) içkide, kölelerine, hürlere tatbik ettikleri haddin yarısını tatbik ederlerdi."

Haddu'l Hamr - Ibnu Abbas

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddü'l Hamr
Raviİbnu Abbas
HadisResulullah (sav) hamr hususunda kesin bir hadd takdir etmedi. Bir adam içmiş, sarhoş olmuştu. Caddede yalpa yaparken kendisine rastladı. Adamı hemen tutup Resulullah (sav)'a getirmek için harekete geçtiler. Adam, Abbas (ra)'nın evinin hizasına gelince boşanıp kaçtı ve Abbas'ın evine girerek ona iltica etti. Durum Resulullah (sav)'a anlatılmıştı. Güldü ve: "Yani o bunları (kaçma, girme ve iltica) yaptı mı?" dedi. Hakkında herhangi bir emir vermedi.

13 Mayıs 2012 Pazar

Haddu'l Hamr - Ali

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddü'l Hamr
RaviAli
Hadisİçki haddi için, Resulullah (sav) kırk, Hz. Ebu Bekir kırk, Hz. Ömer (ra) seksen sopa vurdular. Hepsi de sünnettir. (Bu bana daha hoş geliyor).

Haddu'l Hamr - Sevr Ibnu Zeyd el-Dili

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHaddü'l Hamr
RaviSevr İbnu Zeyd el-Dili
HadisHz. Ömer (ra), hamr için uygulanması gereken haddin miktarı hususunda (Ashabla) istişarede bulundu. Hz. Ali (ra): "Seksen sopa vurulmasını uygun görüyorum" dedi. "Çünkü kişi, içince sarhoş olur, sarhoş olunca hezeyana düşer (saçmalar), hezeyana düştü mü iftira atar. (İftiranın cezası ise 80 sopadır)." Böylece Hz. Ömer (ra) içki içenler için haddi 80 sopa takdir etti.

Hadd-i Sirkat - Sa'bi

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHadd-i Sirkat
RaviŞa'bi
Hadisİki kişi, üçüncü bir şahsın hırsızlık yaptığına dair şahitlikte bulundular. Bunun üzerine Hz. Ali (ra) adamın kolunu kesti. Bu iki kişi gidip bir müddet sonra diğer bir adamı getirip: "Biz hata etmişiz, hırsızlığı yapan o değilmiş (bu imiş)" dediler. Hz. Ali (ra) bunların şahidliğini iptal ederek (getirdikleri bu şahıs aleyhinde kabul etmedi. Ayrıca) onlara, önceki adamın diyetini yükledi ve: "Bilsem ki siz bu işi bilerek yaptınız, kollarınızı keserdim" dedi.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Hadd-i Sirkat - Useyd Ibnu Hudayr

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHadd-i Sirkat
RaviÜseyd İbnu Hudayr
HadisResulullah (sav) şöyle hükmetti: "Kişi çalınan malını, hırsızlık ittihamı yapılmayan kimsenin elinde görünce dilerse malını hırsıza ödemiş olduğu bedeli ona ödeyerek alır, dilerse, hırsızın peşine düşer". Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman (ra) böyle hükmettiler.

Hadd-i Sirkat - Ebu Zerr

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHadd-i Sirkat
RaviEbu Zerr
Hadis(Bir gün) Resulullah (sav) beni çağırarak: "İnsanlara (kitleler halinde) ölüm gelip, ev, yani kabir köle mukabilinde temin edilince halin ne olacak?" buyurdu. Ben: "Allah ve Resulü bilir- veya Allah ve Resulü benim için neyi (uygun bulup) seçerlerse olur-" diye cevap verdim. Resulullah (sav): "Sana sabır tavsiye ederim -veya sabret-" buyurdu." Hammad der ki: "Nebbaşın (yani mezarları açarak kefenleri çalanların) eli kesilmelidir" diye hükmedenler bu hadisle amel ettiler. Çünkü, nebbaş ölünün evine girmiş olmaktadır".

Hadd-i Sirkat - Ebu Hureyre

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHadd-i Sirkat
RaviEbu Hüreyre
HadisResullah (sav): "Köle hırsızlık yaparsa, onu bir mangıra da olsa satın gitsin" buyurdular."

11 Mayıs 2012 Cuma

Hadd-i Sirkat - Cabir

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHadd-i Sirkat
RaviCabir
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Hurma özü için, ağacın başındaki meyve için, dağda otlayan (ağıla girmemiş) koyun için, ihanet edilen emanet için, yağmalanılan için, kapıp kaçırılan için el kesilmez."[Rezin ilavesidir.]

Hadd-i Sirkat - Aise

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHadd-i Sirkat
RaviAişe
HadisHırsızlık yapan Mahzumlu kadının durumu Kureyşlileri fazlasıyla üzdü. "Bu kadın hakkında Resulullah (sav) nezdinde kim müessir bir şefaatte bulunabilir?" diye adam aradılar. "Bu işe, sadece Resulullah (sav)'ın çok sevdiği Üsame İbnu Zeyd (ra) cür'et edebilir" dediler. Üsame (huzura çıkarak), Resulullah (sav)'a şefaat talebinde bulundu. Efendimiz: "Allah'ın hududundan bir hadd hususunda şefaat mi taleb ediyorsun?" diye çıkıştı. Sonra kalkıp cemaate şu hitabede bulundu: "Sizden öncekileri helak eden şey şudur: İçlerinden şerefli birisi hırsızlık yaptı mı onu terkedip (ceza vermezlerdi). Aralarında kimsesiz zayıf birisi hırsızlık yapınca derhal ona hadd tatbik ederlerdi. Allah'a yemin olsun! Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık yapmış olsa mutlaka onun da elini keserdim." (Ebu Davud ve Nesai'nin, İbnu Ömer (ra)'den kaydettikleri bir rivayette şöyle denmiştir: "Mahzum kabilesinden bir kadın, mal istiare ederdi." Nesai'de şu ziyade mevcuttur: "Mahzumlu kadın (tanınmış komşularının) diliyle bazı malları ariyet olarak almıştı.")

Hadd-i Sirkat - Ebu Hureyre

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHadd-i Sirkat
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) şöyle buyurdular: "Allah, bir yumurta çalıp da eli kesilen, bir ip çalıp da eli kesilen hırsıza lanet etsin." A'meş der ki: "Buradaki yumurtadan maksadın demir topağı olduğu, bazı iplerin de üç ve daha fazla dirhem ettiği kanaatinde idiler."

10 Mayıs 2012 Perşembe

Hadd-i Sirkat - Aise

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuHadd-i Sirkat
RaviAişe
HadisResulullah (sav) zamanında, hırsızın eli, bir deri kalkanın değerinden daha düşük bir eşya için kesilmezdi. Kalkan, türs veya hacefe diye iki çeşitti, ikisinin de belli bir değeri vardı."

Kazf (Iftira) Haddi - Ebu'z-Zinad

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuKazf (İftira) Haddi
RaviEbu'z-Zinad
HadisÖmer İbnu Abdilaziz (ra) iftira sebebiyle bir köleye seksen sopa vurdu. Ebu'z-Zinad der ki: "Bu hüküm hakkında, Abdullah İbnu Amir İbni Rebia'ya sordum. Bana şu cevabı verdi: "Ben, Osman İbnu Affan ve arkadan gelen diğer halifelerin zamanlarına yetiştim, hiç birisinin iftira sebebiyle köleye kırktan fazla vurduğunu görmedim!"

Livata Ve Hayvana Temasin Haddi - Ibnu Abbas

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuLivata Ve Hayvana Temasın Haddi
Raviİbnu Abbas
HadisResulullah (sav): "Kim bir hayvana temas öderse onu öldürün, hayvanı da beraber öldürün" buyurdu. İbnu Abbas'a: "Hayvanın günahı ne (o niçin öldürülsün?)" diye soruldu. Şu cevabı verdi: "(Bu hususta Resulullah'tan bir şey işitmedim). Tahminimce eti yenmesin veya ondan istifade edilmesin diyedir. Zira ona, bu muamele yapılmıştır." (Ebu Davud ve Tirmizi'de şu rivayet de gelmiştir: "Hayvana temas edene bir hadd takdir edilmemiştir.")

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Livata Ve Hayvana Temasin Haddi - Ebu Hureyre

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuLivata Ve Hayvana Temasın Haddi
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav): "Kadına dübüründen temas eden mel'undur" buyurdular."

Livata Ve Hayvana Temasin Haddi - Ebu Hureyre

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuLivata Ve Hayvana Temasın Haddi
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) buyurdular ki: "Lut kavminin iğrenç fiilini işleyen kimse mel'un dur." [Rezin ilavesidir. (Münzir'de kaydedilen uzunca bir hadisin parçasıdır).]

Livata Ve Hayvana Temasin Haddi - Ibnu Abbas

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuLivata Ve Hayvana Temasın Haddi
Raviİbnu Abbas
HadisResulullah (sav) buyurdu ki: "Kimin Lüt kavminin sapık işini yaptığını görürseniz, faili de mefulü de öldürün." (Tirmizi, Ebu Hüreyre'nin de böyle bir rivayette bulunduğunu belirtir. Ebu Davud'da İbnu Abbas (ra)'tan yapılan bir rivayette: "Livata yaparken yakalanan bekar (yani muhsan olmayan kişi) de recmedilir" denmiştir)

8 Mayıs 2012 Salı

Resulullah (sav)'in Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler - Ebu Hureyre

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuResulullah (sav)'ın Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler
RaviEbu Hüreyre
HadisYahudilerden bir kadınla bir erkek zina yaptılar. Birbirlerine: "Bizi şu peygambere götürün. Çünkü bir kısım hafifletmeler getiren bir peygamberdir. Bize recm dışında fetvalar verirse kabul eder, Allah indinde O'nun hükmünü kendimize delil kılarız ve: "Peygamberlerinden bir peygamberin bize verdiği fetvalarda amel ettik, hevamıza uymadık" deriz" dediler. Mescidde ashabıyla birlikte oturmakta olan Hz. Peygamber (sav)'a gelerek: "Ey Ebu'l-Kasım, zina yapan kadın ve erkek hakkında kanaatin nedir?" dediler. O, onlara tek kelime söylemeden Beyt-i Midraslarına geldi. Kapıda durarak: "Hz. Musa (a.s)'ya kitabı indiren Allah aşkına söyleyin, muhsan olan birisi zina yapacak olursa bunun Tevrat'taki hükmü nedir?" diye sordu. "Yüzü siyaha boyanır, eşek üzerine ters bindirilir ve dayak atılır." Hadiste geçen tecbiye: Zanileri, enseleri birbirine bakacak şekilde bir eşeğe bindirilip, bu halde sokaklarda dolaştırılmasıdır. Raivi devamla der ki: "Yahudilerden bir genç (bu cevaba katılmayıp) susmuştu. Resulullah (sav) onun suskunluğunu görünce sualinde ısrar etti. Bunun üzerine genç: "Madem ki sen bize Allah'ın adına yemin veriyorsun (gerçeği söyleyeceğim): "Biz Tevrat'ta recm emrini görüyoruz" dedi. Resulullah (sav): "Allah'ın emrini hafifletmenizin başlangıcı nasıl oldu?" diye sordu. (Genç) şu cevabı verdi: "Krallarımızdan birinin bir yakın akrabası zina yaptı. Kralımız, recmi ona tatbik etmedi. Sonra halka mensup bir aileden bir erkek zina yaptı. Bunu recmetmek istedi. Ancak adamın kavmi buna mani olup: "Sen yakınını getirip recmetmedikçe biz de adamımızın recmedilmesine müsaade etmeyeceğiz!" dediler. Bunun üzerine, aralarında şimdiki cezayı vermek üzere anlaşıp sulh yaptılar. (Bu açıklama üzerine) Resulullah (sav): "Ben Tevrat'taki ayetle hükmediyorum!" dedi ve onların recmedilmelerini emretti ve recmedildiler. Zühri (rh) der ki: "Bana ulaştığma göre şu ayet bunlar hakkında nazil olmuştur: "Şüphesiz ki Tevrat'ı biz indirdik. Ki onda bir hidayet, bir nur vardır. Kendisini (Allah'a) teslim etmiş olan (İsrail) peygamberleri, Yahudilere ait (davalarda) onunla hükmederlerdi..." (Maide 44). Resulullah (sav) onlardan biri idi."

Resulullah (sav)'in Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler - Ebu Ishak es-Seybani

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuResulullah (sav)'ın Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler
RaviEbu İshak eş-Şeybani
Hadisİbnu Ebi Evfa (ra)'ya: "Resulullah (sav) hiç recm tatbik etti mi?" diye sordum. Bana: "Evet!" cevabını verdi. Ben tekrar: "Nur süresinin nüzülünden önce mi, sonra mı?" diye sordum. "Bilmiyorum!" dedi.

Resulullah (sav)'in Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler - Ebu Hureyre ve Zeyd Ibnu Halid el'Cuheni

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuResulullah (sav)'ın Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler
RaviEbu Hüreyre ve Zeyd İbnu Halid el'Cüheni
HadisBir bedevi, Hz. Peygamber (sav)'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü, Allah aşkına, hakkımda Allah'ın kitabıyla hükmet!" diye yemin verdi. Bundan daha fakih olan bir diğeri de: "Evet aramızda Kitabullah'la hükmet, bana da izin ver!" talebinde bulundu. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz: "Meramını söyle! (seni dinliyorum)" dedi. Adam: "Oğlum bunun yanında işçi idi. Karısıyla zina yaptı. Bana, "Oğlun için recm gerekir" dediler. Ben de hemen oğlum namına yüz koyunla bir cariyeyi fidye verdim. Sonra bir de ilim adamlarına sordum. Bana: "Oğluna yüz deynek ve bir yıl sürgün cezası gerekir; bu adamın karısına da recm cezası icabeder" dediler" dedi. Resulullah (sav): "Ruhumu kudret elinde tutan Zat'a yemin olsun ikinizin arasını Kitabullah'a uygun şekilde hükme bağlayacağım: Cariye ve koyunlar sana geri verilecek. Oğluna yüz sopa ve bir yıl sürgün tatbik edilecek" buyurdu. Sonra, Eslemli bir adama seslendi: "Ey Üneys! Bu zatın hanımına git, eğer zinayı itiraf ederse onu recmet gel!" Üneys, kadına vardı. O suçunu itiraf etti. Resululluh (sav) emretti, kadın recmedildi.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Resulullah (sav)'in Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler - Cabir

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuResulullah (sav)'ın Hadd Tatbik Ettikleri Kimseler
RaviCabir
HadisResulullah (sav) zina yapmış olan bir kimse için celde ile hadd tatbik edilmesini emretti. Sonra, onun muhsan olduğu bildirildi. Bu sefer recmedilmesini emretti ve recmedildi.

Zina Haddi - Ibnu Abbas

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuZina Haddi
Raviİbnu Abbas
HadisBekr İbnu Leys kabilesinden bir adam, Resulullah (sav)'a gelerek, bir kadınla (itiraf ederek) dört kere zina yaptığını söyledi. Resulullah (sav) ona yüz sopa vurulmasına hükmetti. Zira adam bekardı. Sonra, kadın aleyhine beyyine sordu. Kadın: "Ey Allah'ın Resulü! Vallahi yalan söylüyor" dedi, bunun üzerine, Resulullah (sav) , adamı iftira (kazf) haddine, yani seksen sopaya mahkum etti.

Zina Haddi - Enes

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuZina Haddi
RaviEnes
HadisBir adam, Resulullah (sav)'ın ümmü veledine temas etmekle itham edilmişti. Resulullah (sav), Hz. Ali (ra)'ye : "Git boynunu vur!" diye emretti. Hz. Ali, adama geldiği vakit, onu bir kuyunun içinde (yıkanıp) serinliyor buldu. "Çık dışarı!" diyerek elinden tutup kuyunun dışına çıkardı. Hz. Ali, adamın mecbub (burulmuş) ve tenasül organından mahrum olduğunu gördü. Artık ona dokunmayıp, durumu Hz. Peygamber (sav)'e haber verdi. Resulullah, onu, davranışı sebebiyle takdir etti. (Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: "Resulullah (sav): "Şahid, gaibin görmediğini görür" buyurdu".)

6 Mayıs 2012 Pazar

Zina Haddi - Bera Ibnu'l-Azib

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuZina Haddi
RaviBera İbnu'l-Azib
HadisDayım Ebu Bürde İbnu Niyar -beraberinde bir bayrak olduğu halde- bana uğradı. Kendisine nereye gideceğini sordum. "Resulullah (sav), bana babasının hanımıyla evlenen bir adamın kellesini getirmemi (ve malına da el koymamı) emretti, ona gidiyorum" diye cevap verdi.

Zina Haddi - Habib Ibnu Salim

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuZina Haddi
RaviHabib İbnu Salim
HadisAbdurrahman İbnu Huneyn denen bir adam karısının cariyesine temasta bulundu. Hadise, Kufe emiri Nu'man İbnu Beşir (ra)'e götürüldü. "Ben, dedi, hakkınızda, Resulullah (sav)'ın hükmüyle hükmedeceğim: Eğer zevcen, cariyeyi sana helal ederse, yüz deynek yiyeceksin, helal etmezse recmedileceksin." Sonra (tahkik etti) karısının cariyeyi adama helal ettiğini görünce, emir yüz deynek vurdu.

Zina Haddi - Vail Ibnu Hucr Ibni Rebia

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuZina Haddi
RaviVail İbnu Hucr İbni Rebia
HadisResulullah (sav)'ın sağlığında, namaz kılmak maksadıyla bir kadın evinden çıkmıştı. Yolda ona bir erkek rastladı. Kadına çullanıp ihtiyacını giderdi. Kadın bağırdı, adam ise sıvıştı gitti. (Çığlığı üzerine) kadına bir erkek uğramıştı. Ona başından geçeni anlatıp, bir adam bana böyle böyle yaptı dedi. Sonra, bir grup muhacire rastladı, başından geçeni onlara da anlatıp: "Bir adam bana böyle yaptı!" dedi. Hep beraber yürüyüp, kadının kendisine tecavüz ettiği kimseyi yakalayıp kadına getirdiler. Kadın: "Evet bu odur?" dedi. Sonra adamı Hz. Peygamber (sav)'in yanına götürdüler. Resulullah adamın recmedilmesini emrettiği sırada, kadına tecavüz etmiş olan kimse kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü, suçlu benim!" diye itirafta bulundu. Resulullah (sav) kadına: "Git. Allah günahlarını affetti" dedi. Zan altında kalmış olan kimseye de güzel sözler söyleyip (gönlünü aldı). Mütecavizin recmedilmesini emretti ve recmedildi. Sonra Resulullah şunu söyledi: "Bu adam öyle bir tevbe ile tevbe etti ki, böyle bir tövbeyi Medine ahalisi yapsaydı kabul edilirdi." (Tirmizi şu ziyadede bulunmuştur: Vail (ra) Hz. Peygamber (sav)in kadına mehir takdir edip etmediğini zikretmedi.")

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Zina Haddi - Ebu Hureyre

FasılHUDUD BÖLÜMÜ
KonuZina Haddi
RaviEbu Hüreyre
HadisResulullah (sav) hür kimseye terettüp eden haddin bölünebilen çeşidinin yarısını köleye hükmetti. Sözgelimi zina yapan bakirenin haddi, iftira (gazf) haddi ve şürbu'l-hamr (içki) haddi böyledir. (Bunlar bölünebilen haddlerdir, köleye hep yarısı tatbik edilir). [Rezin ilavesidir.]